Yediğim etin resmini sosyal medyada paylaştım. Niye? Çünkü, sığır olmak bunu gerektirir. Sığırım ben, öküzüm ben. Eller 2 kuruş kazanırken, ben 3 kuruş kazanıyorum diye hemen zenginmiş gibi davranmalıyım. O yüzden lüks restoranmış gibi duran yerde pahalıymış gibi duran menüden bir yemek siparişi verdim. Hayatta da öyleyimdir. CK mı o, al hemen giy; H&M mi o, giy ve göster insanlara, gözüne gözüne (t değil ha :) sok; anlasınlar senin 3 kuruş kazandığını. LCW mi o, ööööğh, hemen küçümse, fakir elbisesi; oysa tek kuruş uzaklıktayım fakirlikten eğer eller fakirse gözümde. Hayatı da insanmış gibi yaşadım hep; dostmuş, arkadaşmış gibi davrananları etkilemek için yaşadım. Bari ölünce ölmüş olacak mıyım? Yoksa o da -miş gibi mi olacak? Keşke hayatı -miş gibi değil de mis gibi yaşayıp ölsem.
İmam: "Mevtayı nasıl bilirdiniz?"
Cemaat: "-miş gibi!"
Bu arada, etten ses gelir: "Bilmiyormuş gibi çek!"
Zaten bilmiyorum. Yaşayan canlıların kıymetini bilseydim et yer miydim hiç? Veganlığı da -mış gibi yapıyorum.
Neyse, çokbilmişlik taslayıp yazarmış gibi yazmayayım. Zaten insan(mış, harbiden)ların midesi bulanmaya başladı bu kalitesiz yazıyı okumaktan (umut ediyorum ki, -miş'den).
Yazan: -miş.
No comments:
Post a Comment